Terme

TermeGenel Bilgiler

Terme’nin Samsun'a uzaklığı 58 km Karaormandan doğan Terme Çayı, ilçeyi tam ortasından ikiye bölerek Karadeniz'e dökülüyor.En yakın yerleşim birimleri olan Çarşamba ilçesine 22 km, Ünye ilçesine 32 km mesafede. İlçenin kuzeyinde Karadeniz, doğusuna doğru gidildiğinde Ünye ve İkizce, güneyinde Akkuş, batısında Salıpazarı ve Çarşamba yer alıyor.

Doğal kanallarla bağlı olan Akgöl ve Simenit gölleri Karadeniz ile Terme İlçesi arasında denize yakın bölgede yer alıyorlar. Göllerin suyu tuzlu. Sulamada kullanılamıyorlar. Bu göllerde hem balık avlanıyor hem de kuşların konaklama 
yeri olduğu için gözlem yeri.

Terme için bir çok medeniyet mücadele etmiştir.

Sırasıyla Hititler, Frigler bu bölgeye hakim olmuşlar. Ardından Anadolu’ya giren Kimmerler de Frigleri yıkmış. Kimmerlerin kadınlardan oluşan topluluğu Amazonlar da Terme’ye gelip konaklamışlar.

Terme suyu (Termedon) yakınındaki dağların adı bazı harita ve ansiklopedilerde "Amazonius Mous (Amazon Dağları)" olarak geçer. Karadeniz kıyılarında kolonizatör olarak bulunan eski Yunanlılar da Termedon’da yalnız kadınlardan 
ibaret bir toplum olduğundan bahsediyor.

Medler, Persler ve Romalıların hakimiyetinden sonra 395 yılından itibaren Terme, Roma İmparatorluğu’nun Doğu Roma yani Bizans Devleti’nin hakimiyetine girmiş. 1219 1236 arasındaki dönemde Terme de dahil olmak üzere bütün 
Karadeniz Anadolu Selçuklularının yönetimindeymiş.

Bu bölgeye vali olarak atanan Eretna Bey Amasya, Samsun, Tokat, Sivas, Kayseri bölgesinde kendi adıyla devletini kurmuş. 1398 yıllarında Yıldırım Beyazıt Amasya ve Karadeniz bölgesini alınca Taceddin Oğulları ve Canik Beyleri 
Osmanlı yönetimini kabul etmişler.

Bundan sonra Terme Kazası Cumhuriyet dönemine kadar Canik Mutasarrıflığının idaresinde yönetilmiştir.

Terme’nin efsane kahramanları: Amazonlar

Anadolu mitolojisinini savaşçı kadın kahramanları MÖ 1200’li yıllarında Thermodon (Terme Çayı) kıyısında , Themiskryia kentinde yaşadıkları antik kaynaklarda belirtilmektedir.

Amazonlar, ok atıp, at biniyorlar. iyi yay çekebilmek için sol memelerini kestikleri, bu nedenle de memesiz anlamına gelen Amazon ismini aldıkları söylenir. Ok dışında mızrak, çift yüzlü hafif balta, yarım kalkan ve tolga da 
kullanırlarmıs. Amazon kelimesinin Ermenice’deki anlamı "Ay Kadın" ve benzer kelime manası da "Adam Öldürücü", Yunanca’daki manası ise "Memesiz" idi.

Amazonlar Tanrıça Kibele’ye taparlarmış. Yaşam kültürleri günümüzde alışılagelmişin dışındadır. Erkekleri işçi ve uşak olarak kullanıyor, savaşta aldıkları esirlerle beraber olduktan sonra, esirleri öldürüp, doğan erkek çocukları 
öldürüyor, kız çocukları ise ihtimamla büyütüp, güçlü birer savaşçı olarak yetiştiriyorlarmış.

Hititlerle Yunan adalarındaki milletler arasında tampon devlet olarak yaşamışlar. Ancak üç büyük krallığın birleşmesi sonucu, büyük bir saldırı ile yıkılmışlar.

Antik dönem yazarlarından heredot strabon ve Halikarnas balıkçısı öykülerinde amazonlardan bahsetmektedir.

ilkin tarihin babası olarak anılan Herodot Amazonlardan bahsederken Amazonların Yunanlılarla ve iskitlerle olan savaşlarını anlatır. Amazonlar iskitleri büyük bir hezimete uğratır. iskitler şaşkındır, dahası düşmanlarının kadın olduğunu
savaş alanında kalan cesetleri görünce fark ederler.

Yunanlı Strabon ise Amazonlardan bahsederken, topluluğun kimliği, kökeni üzerinde durmuştur ve Ephessos, Smyrna, Kyme ve Myrina adlı antik kentlerin isimlerini Amazonların vermiş olduğunu dile getirir.

Halikarnas Balıkçısı ise Ege ’de bulunan birçok kentin Amazonlar tarafından kurulduğunu anlatır: "Mirin adlı bir Amazon kraliçesi, Kuzey Ege kıyılarında ‘Serne ’adında bir kenti zapteder, erkeklerin tümünü kılıçtan geçirir; kadın ve 
çocuklarıysa köle olarak tutar. Kraliçe onlar için kendi adını taşıyan, Mirin kentini kurar. Mirin,aynı zamanda Kyme, Prienne ve Pitane, Lesbos Adası’nda da Mitilin (Midilli) kentlerini kurar. Bir gün adaya giderken fırtına kopar. Ana 
tanrıça Kibele filoyu korur ve Semadirek Adası’na götürür. Kraliçe Mirin o güne dek kimsenin oturmadığı adada Kibele’ye saygı ve şükranlarını anlatmak için bir tapınak kurar".

İlçe merkezi

İlçe merkezine girdiğimiz 4-5 katlı binalardan hemen anlaşılıyor. Binaların altları dükkan, çarşı-pazar. Yolun sonunda 5 yol ağzına açılan ilçe meydanında saat kulesi yer alıyor. Her yerde olduğu gibi belediye binası burada da 
meydanlık alanda. Amazon Heykeli ve piknik yerlerine gitmek için Terme Çayı’ndan geçip tekrar anayola çıkıp yola devam ediliyor. Yer yer su basar ormanları çıkıyor karşımıza. "Evci Beldesi’ne hoş geldiniz" tabelasından sola 
döndüğünüzde karşınıza Amazon heykeli çıkıyor.

Terme Mutfağı

Tüm Samsun’da olduğu gibi burada en ünlü yemek keşkek. Evde yapılan tatlılar son derece lezizdir. Tirid, mısır çorbası, lepsi, hamsili pilav vb. gibi yemeklerde çok sık yapılan yemekler. Bir de Terme pidesini tatmadan 
dönmemelisiniz. Terme Pidesi Nasıl Yapılır? Sulu hamurdan yoğrularak yapılıyor. Meşe odunu ateşinde pişirilen pide, Türkiye’de yapılan diğer pidelerin aksine yumuşak ve bol malzemeli oluyor.

Coğrafi Konum

İlçe merkezinin yaklaşık denizden yüksekliği 10 m dolayındadır.Çarşamba Ovasının devamı olarak oluşmuş olan ova kesimi oldukça verimli arazilere sahip bir toprak zenginliği vardır.

Sahilden itibaren yaklaşık ortalama 5-13 Km. arasın­da değişen derinlikle Orta Karadeniz sıradağları olan Canik Dağları'nın eteklerine ulaşılmaktadır.Genelde dik sayılabilecek yaklaşık 40°-65° arasında değişen eğimle Canik Dağlan başlamaktadır.İlçe akarsu kaynakları bakımından zengin bir konumdadır.Doğudan Batıya doğru; Akçay Çayı, Miliç Çayı, Kocaman Deresi ve Terme Çayı olarak sıralayabiliriz.Terme Çayı Yeşil ırmağın bir kolunun uzantısı şeklinde doğan ve İlçe merkezini ikiye bölen yapısı ile de Terme İlçesine ayrı bir güzellik ve verim getirmektedir.

Tarih

Bu günkü Terme'nin tarihte ilçe olarak yer alması; yaklaşık yetmişbeş yıl öncesine dayanmaktadır. Ancak tarihte Terme çok eski bir yerleşim yeri olarak kendini kabul ettirmiş olup bir çok efsaneyi bünyesinde barındırmaktadır. Termesus veya Termedon adı bunun en güzel delilidir. Yine Terme'yi tarihi seyri içinde incelerken Samsun, Çarşamba, Amasya ve Trabzon tarihleriyle birlikte incelemek en doğru olanıdır. Terme ilçemizin tarihi M.O. 1000 yılına kadar dayanmaktadır.

İlçemizin en eski kavminin Gaşkalar olduğu sanılmaktadır. Hititler; Samsun'a kadar yayılınca Gaşkaları da yönetimleri altına aldılar. Daha sonra Firigler; Hititler'i yenerek bu bölgeye hakim olmuşlardır. Firigler'den sonra Anadoluya, doğudan Kimmerler girdi. İskitler'in önünden çekilerek Anadolu'ya giren Kimmerler de Firigler'i yıktı. Bu kavmin kadınlardan ibaret topluluğu olan Amazonlar da Termeye gelip konakladılar. Hatta Terme suyu (Termedon) yanındaki dağların adı bazı yabancı harita ve ansiklopedilerde Amazonius Mous (Amazon Dağları)" olarak geçer.

Aynı yıllarda Karadeniz kıyılarında kolonizatör olarak bulunan eski Yunanlılar da Termedon'da yalnız kadınlardan ibaret bir toplum olduğundan bahsediyor.Yunanlı tüccarlar tarafından M.Ö. 750'lerde Trabzon, M.Ö. 562'lerde Samsun kurulurken Termedon (Terme) şehri mevcuttu.

Turizm

İlçemizdeki ekonomik potansiyel sadece tarım-hayvancılık-sanayi gibi kuruluşlarla sınırlı değildir. Yaz turizmi girdileri de önemli yer tutmaktadır. 40 kilometrelik sahil şeridiyle Samsun İli'nin hatta Karadeniz Bölgesi'nin en büyük kumsalına sahip olan ilçemiz de son yıllarda yapılan yatırımlarla plaj ve deniz ekonomisine iş adamlarımızın ve belediyelerimizin ilgisi artarak sürmektedir.

Gölyazı beldesinde Orman İşletmesi ile iç içe bulunan Çoban Yatağı adı ver­ilen bölge, Evci Beldesindeki Miliç Çamlığı ile Akçay sahili gibi yerlerde dinlenme ve mesire yerleri bulunmaktadır. Buraları yaz aylarında çevre il ve ilçelerden gelenlerin de yoğun ilgi gösterdiği, yaz kamplarının yapıldığı, belediyelerin alt yapı hizmeti verdiği ve her türlü denetimi sağladığı önemli turistik yerlerimiz-dendir.Terme'nin ekonomisine katkı sağlayan kuruluşlar sadece yukarıda sayılanlarla sınırlı değildir.

Başka alanlarda da ekonomik girdiler elde edilmektedir. Bunların başında yolcu konaklama tesisleri gelmektedir. Konum itibariyle Orta Karadeniz Bölgesi'nin ortasında, Ankara-İstanbul-Trabzon-Rize illerini bağlayan karayolunun üzerinde bulunan Terme ilçesi, yolcu ve nakliye taşımacılığı yapan firmaların mola ve dinlenme yerlerinin başında gelmektedir.Bu amaçla Termeli işadamlarımız, büyük turistik tesisler yaparak hem iş isti­hdamı yaratmışlar, hem de ilçemizin tanınması ve kalkınmasına büyük yararlar sağlamışlardır. Evci Beldesi yol sapağındaki Ulusoy Tesisleri, Terme'nin Çarşam­ba çıkışındaki Soğancılar Tesisleri bunların en önemlileridir. Bu tür Tesislerde 350-400 kişi çalışarak geçimini temin etmektedir. Tesisler arasındaki olumlu rek­abet ortamı, kaliteyi, ucuzluğu ve kusursuz hizmeti beraberinde getirmiş, ilçem­izin ekonomik büyümesine olan katkıların artmasına vesile olmuştur.

Ekonomi

İlçede 12 tane Fındık, 7 tane Pirinç (Çeltik) Fabrikası vardır. Tüm köylüler ağırlıklı olarak fındık hasadıyla uğraşır. Terme'de yem sanayi ve mısır tarımına dayalı sanayii tesisleri mevcuttur. Kavak yetiştiriciliği ilçede çok yaygındır. Dünyanın ikinci büyük kavak yetiştirme alanı Terme'dir.

Terme İlçesi Samsun - Sarp Karayolu üzerinde bulunmasından dolayı ilçe sınırları içerisinde çok sayıda dinlenme tesisleri ve yakıt istasyonları faaliyet gösterir.
Terme
Terme
Terme
Terme
Terme
Terme
Terme